Chicago okulu

Chicago Okulu, 20. yüzyılın başlarında Chicago Üniversitesi'nde ortaya çıkan bir sosyoloji okuludur. Bu okul, kentsel yaşam ve toplumu, doğal bir ekosisteme benzer şekilde inceleyen bir kentsel ekolojik kuram geliştirmiştir.

Bu kurama göre, kentler, çeşitli insan topluluklarından oluşan karmaşık organizmalardır. Bu topluluklar, rekabet, işbirliği ve uyum gibi ekolojik süreçler tarafından şekillendirilir.

Chicago Okulu'nun kentsel ekolojik kuramı, kentsel yaşam ve toplumu anlamamıza yardımcı olan önemli bir kavramsal çerçevedir. Bu kuram, kentsel değişimi, kentsel sorunları ve kentsel planlamayı açıklamak için kullanılmıştır.

Chicago Okulu'nun kentsel ekolojik kuramının temel kavramları şunlardır:

Ekolojik rekabet: Kentsel alandaki farklı topluluklar, kaynaklar için rekabet eder. Bu rekabet, toplulukların yerleşim yerlerini, faaliyetlerini ve kültürlerini şekillendirir.

Ekolojik işbirliği: Kentsel alandaki farklı topluluklar, birbirlerine fayda sağlayan ilişkiler kurabilir. Bu işbirliği, kentsel yaşamın daha sürdürülebilir ve adil olmasını sağlayabilir.

Ekolojik uyum: Kentsel alandaki farklı topluluklar, çevrelerindeki koşullara uyum sağlar. Bu uyum, toplulukların hayatta kalmasını ve gelişmesini sağlar.

Chicago Okulu'nun kentsel ekolojik kuramının bazı örnekleri şunlardır:

Kentsel yoksulluk: Kentsel yoksulluk, genellikle kentsel ekolojik rekabetin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yoksul topluluklar, daha iyi kaynaklara erişime sahip topluluklarla rekabet edemez ve bu nedenle daha düşük gelirli mahallelere yerleşmek zorunda kalabilir.
Kentsel suç: Kentsel suç, genellikle kentsel ekolojik rekabetin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Suçlular, kaynakları ele geçirmek veya tehdit etmek için suç işleyerek rekabette bir avantaj elde etmeye çalışır.
Kentsel ayrımcılık: Kentsel ayrımcılık, genellikle kentsel ekolojik işbirliğinin eksikliği olarak ortaya çıkar. Ayrımcı topluluklar, farklı topluluklarla işbirliği yapmayı reddeder ve bu nedenle kentsel yaşamda dışlanmışlık ve çatışmaya yol açabilir.
Chicago Okulu'nun kentsel ekolojik kuramı, kentsel yaşam ve toplumu anlamamıza yardımcı olan önemli bir kavramsal çerçevedir. Bu kuram, kentsel değişimi, kentsel sorunları ve kentsel planlamayı açıklamak için kullanılmıştır.



Geçmişten örnekler:

**19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, Chicago'nun şehir merkezinde, göçmen işçiler ve yoksullar için bir "geçiş bölgesi" olarak bilinen bir bölge vardı. Bu bölge, suç oranlarının yüksek olması ve sağlık koşullarının kötü olmasıyla tanınıyordu. Bu, ekolojik rekabetin bir sonucuydu. Daha iyi kaynaklara erişime sahip topluluklar, şehir merkezinden uzaklaşırken, yoksul topluluklar daha az kaynaklara sahip olan bu geçiş bölgesine yerleşmek zorunda kaldı. Bu, suç ve yoksulluğun artmasına neden oldu.

**1950'lerde ve 1960'larda, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Afrikalı Amerikalılar ve beyazlar arasında ırk ayrımcılığı yaygındı. Bu ayrımcılık, kentsel ayrımcılık biçiminde kentsel yaşama yansıdı. Afrikalı Amerikalılar, daha düşük gelirli mahallelere yerleştirildi ve bu mahallelerde eğitim ve iş fırsatları daha azdı. Bu durum, siyah toplulukların yoksulluk ve suça yakalanma olasılığını artırdı. 


Günümüzden örnekler:

İstanbul'da, son yıllarda gelir eşitsizliği artmaktadır. Bu, kentsel ekolojik rekabetin artmasına neden olmaktadır. Daha yüksek gelirli topluluklar, daha iyi kaynaklara erişime sahiptir ve bu nedenle daha düşük gelirli topluluklarla rekabette bir avantaj elde eder. Bu, kentsel yoksulluğun ve suçun artmasına neden olabilir.
Örneğin, İstanbul'un merkezindeki Beyoğlu ve Kadıköy gibi semtlerde, gelir seviyesi oldukça yüksektir. Bu semtlerde, iyi eğitim veren okullar, kaliteli sağlık hizmetleri ve çeşitli iş fırsatları mevcuttur. Bu durum, bu semtlerde yaşayanların daha iyi bir yaşam standardına sahip olmasına neden olmaktadır.

Öte yandan, İstanbul'un kenar mahallelerinde, gelir seviyesi oldukça düşüktür. Bu semtlerde, eğitim kalitesi daha düşüktür, sağlık hizmetleri daha sınırlıdır ve iş fırsatları daha azdır. Bu durum, bu semtlerde yaşayanların daha düşük bir yaşam standardına sahip olmasına neden olmaktadır.

Bu gelir eşitsizliği, kentsel yoksulluğun ve suçun artmasına neden olmaktadır. Örneğin, İstanbul'un kenar mahallelerinde, gelir düzeyi düşük olan kişiler, daha iyi bir yaşam standardına sahip olmak için suça yönelebilir.

İklim değişikliğinin etkileri, kentsel yaşamda önemli değişikliklere neden olmaktadır. Örneğin, deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı şehirlerinde su baskınlarına neden olabilir. Bu, kentsel uyumun önemini vurgulamaktadır.
Örneğin, İstanbul, iklim değişikliğinin etkilerine karşı oldukça savunmasızdır. İstanbul, deniz seviyesinden sadece 1,5 metre yüksektedir. Deniz seviyesinin yükselmesi, İstanbul'un önemli bir bölümünü sular altında bırakabilir.

Bu durum, kentsel uyumun önemini vurgulamaktadır. İstanbul, iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dayanıklı hale getirmek için önlemler alınmalıdır. Örneğin, deniz kıyısındaki yapılar yükseltilebilir, kentin drenaj sistemi geliştirilebilir ve kent sakinlerine iklim değişikliğinin etkilerine karşı eğitim verilebilir.

Bu örnekler, Chicago Okulu'nun kentsel ekolojik kuramının günümüzde de geçerliliğini koruduğunu göstermektedir. Bu kuram, kentsel yaşam ve toplumu anlamamıza yardımcı olmak için kullanılabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Roland Barthes'a Göre Gösterge Süreci

Saussure'ye göre gösterge kavramı

Charles Sanders Peirce Göre Gösterge Süreci